Şehzade Yahya (1585-1649), III. Murad'ın oğludur. Annesi Trabzon İmparatorluğu'nda hüküm sürmüş Komnenos Hanedanı'ndan gelir. Abisi III. Mehmed tahta çıkınca tüm erkek kardeşlerini öldürtünce ileride benzer bir kaderi paylaşmaması için annesi tarafından saraydan kaçırılmıştır. Bugünkü Makedonya topraklarında bir manastıra bırakılmış ve Hristiyan olarak vaftiz edilmiştir
Hayatı
Babasının 1603 yılında hayatını kaybetmesinin ardından kendisinden küçük yeğeni I. Ahmet tahta geçer. Hayattaki en büyük şehzade olan Yahya tahtın kendi hakkı olduğunu iddia ederek hayatını Osmanlı tahtına geçebilmek amacına adayacaktır.
Taht kavgası
1603 yılından sonra Avrupa'da sürekli olarak davasına destek arayan Şehzade Yahya Floransa, Madrid, Roma, Krakov, Antwerp ve Prag başta olmak üzere çok sayıda şehri ve ülkeyi gezer.[1614-1617 yılları arasında Sırp Ortodoks Kilisesiyle birlikte Nobırda ve Şar Dağlarında çeşitli ayaklanma girişimlerine karışmış, sipahi kılığında yolculuk etmiştir.Bu dönemin ardından Kazakların desteğiyle meydana getirdiği donanmayla İstanbul'a saldırsa da başarılı olamayacaktır.Sonraki dönemde çeşitli Avrupa saraylarında destek arama çabalarını sürdürür. 1643 yılında Nobırda'ya döner. 1649 yılında Karadağ'da çatışmaların içinde hastalanarak hayatını kaybedecektir.
Tarihi önemi
17. yüzyılın başlarındaki dönemde özellikle Balkanlarda dinler arasındaki geçişkenlik günümüzden farklı olarak çok kesin çizgilerle ayrılmamıştır. Özellikle Osmanlı şehzadelerinin büyük çoğunluğunun Hristiyan geçmişli annelerden olduğu hatırlanırsa bu durum daha da iyi kavranabilir. Balkanlar bölgesinde Osmanlı askeri varlığını kabul etmiş görünse de gizlice bağımsızlık idealini hayatta tutma geleneği İskender Bey gibi örnekleri yaratmıştır. Bu açıdan bakıldığında Osmanlı egemenliğini tanımak istemeyen bölge halkları için Şehzade Yahya'nın varlığı kullanılabilir olsa da Yahya'nın tahta geçerse Osmanlı topraklarında Hristiyanlığı yayacağı tamamen bir spekülasyondur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder